17 Mart 2018 Cumartesi

Üretim Toplumu

Makesenserr | Mart 17, 2018 |
   
       Üşengeçliği seven bir yapımız var. Her zaman bir şeyleri en kısa yoldan halletmek çekici gelir bize. Çalışmak iyi bir şey değildir. Önemli olan en çabuk, en kısa yoldan isteklerimize ulaşmak ve en az çabayla bunu yapabilmek bizim için. Millet olarak her alanda yansımış bu bize. Örneğin; herhangi bir acelemiz olmamasına rağmen eğer şartlar uygunsa hemen gaza basar, kırmızıda geçeriz. Bir sınava gireceğimiz zaman çalışarak değil de kopya çekerek sınavdan yüksek not alırsak bu durum bizi çok mutlu eder. Büyük bir şey başarmış hissine kapılırız. Emek vermeden iyi bir şey başarmış oluruz çünkü. Emek vermeden bir şeyleri elde etmek bizim için hem başarı hem de başkalarına karşı hava atma aracı haline gelmiş. Kısa yoldan bir şeyler başarabilince; emek verip, uğraşıp başaran insanlarla alay ederiz. Onları keriz ilan ederiz. Çünkü biz çalışmadan onların hedefledikleri başarıya ulaşmışızdır. Nedense hiçbir emek vermeden, üçkağıtla, haksız yere elde ettiğimiz başarı bize çok keyif verir. Bu da tabiki bizi üretim toplumu olmaktan alıkoyar. Peki ama bu durum neden böyle? Milletimiz neden üçkağıtçılığı seviyor?
       
       Ben açıkçası ülke olarak şu anki bulunduğumuz konumla, birçok ülkeden geri olmamızı bu duruma bağlıyorum. Kısa yoldan bir şeyler elde etmenin bir başarı kabul edilmesinin bizim gelişmemizi engellediği ve geride olmamıza yol açtığı kanaatindeyim. Çünkü emek vermeden, üç kağıtçılıkla insan bir yere kadar gidebilir. Bir yerden sonrası, sadece gerçekten emek veren insanlara aittir. Yani insan emek vermeden bir yere kadar gelebilir. Ama ulaşılacak asıl yer, tam anlamıyla başarı olarak tanımladığımız yer, sadece gerçek bir çabanın, emeğin ürünüdür. Üretim toplumu ancak böyle bir emekle oluşabilir. Ülkece bizden önde olmaları bu durumdan kaynaklanıyor. Millet olarak çalışmaya düşmanız. Bir şeyler öğrenmeyi istememizin en büyük sebebi ilerde bize getirdiklerini elde edebilmek. Öğrendiklerimizin bize bir şeyler katacak olması, bizi geliştirmesi, yeni bakış açıları vermesi ve ufkumuzu genişletmesi umurumuzda değil. Tek düşündüğümüz; öğrendiklerimiz bize para kazandıracak mı? Ev verecek mi, araba verecek mi, şunu bunu verecek mi? Tek derdimiz bu. Çünkü para kazanmayı tek amaç olarak görüyoruz. Herkes çocuklarına da bunu öğretiyor ve yeni nesillerde hep bu kafayla, maddi odaklı olarak büyüyor. Bu da üretim toplumu olmaktan bizi oldukça uzaklaştırıyor. İnsanların birçoğu; isteyerek ders çalışmıyor mesela. Ders çalışmak, mesela; matematik öğrenmek, ilerde kazandığı para miktarını arttırıyorsa, yani maddi açıdan bir getirisi varsa bunun, öğrenmeye çalışıyor insanlar. Ama matematiğin onlara yeni bir şeyler öğretmesi ve günlük hayatta vereceği yeni bakış açısını, ufuk açıcılığını çoğu insan umursamıyor. Öğrenirken bu kafada olduğu için insanlar, öğrendikleri de bu anlamda bir fayda vermiyor. Ne bakış açıları gelişiyor ne de ufukları açılıyor. Sadece sınavı geçene kadar öğreniyorlar ve eğer sınavları geçip de ihtiyaçları kalmazsa matematiği unutup, matematikle alakalı hiçbir şey yapmıyorlar. Tabi işlerinde gerekiyorsa o ayrı. Bu seferde işlerinde gereken matematiği, ezberci bir mantıkla akıllarında tutuyorlar ve matematiğin geri kalan kısmını unutuyorlar. Yani yine matematiği unutuyorlar. Buradan da anlayacağımız üzere, verdiğim örnekte; matematiği sadece para kazanmak için bir basamak olarak kullanıyorlar ve amaçlarına ulaşınca matematikle alakalı öğrendikleri kısıtlı birkaç bir şeyi de unutuyorlar. Böylelikle sadece düz, dar bir bakış açısına sahip, ufku dar, amacı olabildiğince çok tatil yapmak ve çok para kazanmak olan, düşünmekten aciz, makine gibi çalışıp hiçbir şeyi sorgulamayan, robotik bir toplum ortaya çıkıyor. Yani kısacası üretmekten uzak bir toplum oluşuyor. Bu sadece bizim ülkemizde değil tabi. Bütün dünyada az çok böyle ama bizim ülkemizde çok daha fazla olması ülkemizi daha da geri bırakıyor. En azından refah seviyemiz iyi olsaydı bu kadar olmazdı diye düşünüyorum çünkü insanların bir şeyler öğrenmekten uzak kalmasının bir sebebi de tabiki ülkemizin refah düzeyinin düşük olmasıdır.


       Eğer dediğim gibi milli gelirin yüksek olduğu gelişmiş bir toplum olsaydık, belki de bizim ülkemizde de bir şeyler üreten insan sayısı daha çok olabilirdi. Zaten gelişmiş ülkelerde daha çok sayıda yeni bir şeyler üretiliyorsa, bunun yegane sebebi; o ülkenin refahının bizim ülkemizden daha fazla olmasıdır. Çünkü eğer bir yerde insanların karnı doyarsa ve birçoğunun gelirleri iyi bir düzeyde olursa; oradaki insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayabildikleri için artık bir şeyler üretmeye başlarlar. Zira bizim ülkemize baktığımızda; birçok insan geçim sağlama peşinde. Yeterince kazanıp, geçim derdi olmayan insan sayısı az. Bu da tabi insanların üretken olmamasına yol açıyor. Çünkü geçim derdi varken insanların bir şeyler üretmesi be üretim toplumu haline gelmemiz pek mümkün olmuyor. Tabi ömür boyu geçim derdi yaşayan insanların çocuklarına öğrettikleri de; ne olursa olsun para kazanması gerektiği oluyor. Bu şekilde büyüyen nesiller de öğrendiklerini büyük oranda para kazandıran bir şeyler yapma amacıyla kullanıyor. Bu hem öğrendiklerinin onlara bir şeyler katmasını önlüyor hem de yeni bir şeyler üretmeleri konusunda onları geride bırakıyor. Zaten bu durumda üretim toplumu olmak bir hayli zorlaşıyor. Eğer refah düzeyimiz bu düzeyde kalırsa bu durumu değiştirmek de bana sorarsanız neredeyse imkansız olacaktır. Nitekim karnı aç insanlara; paradan çok daha önemli şeyler var dediğinizde hiçbir etki bırakamazsınız. Onlar için dediklerinizin hiçbir anlamı olmaz maalesef.

       Yani kısacası; hem üçkagıtçılığın gerekli bir şey olduğunu düşünen hem de üretim konusunda geri kalmış bir ülkeyiz maalesef. Üretim konusunda da zayıf olan bir ülke olmamızda da refah seviyesinin düşük olmasının büyük bir etkisi var. İleride refah düzeyi yüksek, düşünebilen bir toplum dileğiyle... Eğer belirtmek istediğiniz bir düşünceniz olursa yorumlara beklerim. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere esen kalın...
Bu makaleyi paylaş

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2015 Makesenserr • All Rights Reserved.
Template Design by BTDesigner • Powered by Blogger